Koku Moleküllerinin Yolculuğu

Hiç düşündünüz mü kokuları bir süre sonra neden algılayamadığımızı ?

Bu soruyu cevaplandırmak için nasıl nefes aldığımızdan ve kokuları nasıl algıladığımızdan bahsedelim.

Resim-1: Burun Yapısı

Burun anatomik olarak alınla üst dudak arasında bulunan dışa çıkıntılı, delikli, koklama ve solunum organıdır. Sapan kemiğiyle ikiye ayrılan burun, iki delikle dışarı açılır ve bir delikle de yutağa bağlanır. Burnumuz genel olarak bilinen görevleri dışında ses tellerinin çıkardığı ses titreşimlerinden etkilenme gibi bir görevi de bulunur. Yani burnumuz bir nevi biyolojik bir hoparlör olarak çalışır.

Kokunun yolculuğu burun deliğinden girerek başlar. Sonrasında burun boşluğuna girer ve orada mukus ve burun kıllarıyla karşılaşır. Burnumuzun içinde bulunan ve Bowman (mukoza) hücrelerinden salgılanan mukus isimli salgı, soluduğumuz havanın nemli hâle gelmesini sağlar; dışarıdan içeriye girmeye çalışan mikrop ve diğer zararlı    mikroorganizmaların içeri girmesini önler. Bu salgının diğer bir önemli görevi de kokunun çözünmesini sağlamasıdır. Eğer koku burada çözünmezse onu algılayamayız. Burun kılları da aynı görevi görür. Bu kılların hiçbir koşulda koparılmaması gerekir çünkü kılcal damarları kanatma ihtimali vardır. Bu kılcal damarlar sayesinde solunan hava ısıtılır ve akciğerler ile bronşlara uyumlu hâle gelir. Burun boşluğunda yukarı doğru ilerleyen koku, koku almaçları ve koku sinirleriyle buluşur. Almaçların diğer adı olan reseptörler gerçekleşen duyu olayının impulsunun alınıp sinirlere, oradan da beyne ulaştırılmasında görev yapar. Birkaç tür reseptör bulunur ve duyu organlarının reseptörleri farklılık gösterir. Burnumuzda görev yapan alıcıların hepsi farklı kokular için özelleşmiştir ve genel isimleri kemoreseptördür. Bu almaçlar özelleşmiş nöron dendritine benzer, bu dendritlerin uzantılarına ise koku çomağı denir. Kokunun buraya gelmesiyle impuls oluşur ve kıllar hareketlenir. Koku çomakları kalbur kemiğinin üzerinden diğer nöronlarla sinaps yaptığı koku soğancığına ulaşır ve burada impulsu diğer nöronlara aktarır. Koku duyusunu beyne taşıyan sinire olfaktör sinir denir. Normalde duyu organları talamus adı verilen ara beyin kısmında sınıflandırılır sonrasında uç beyne yani duyu olayının gerçekleştiği merkeze gelir ancak burunda böyle olmaz, koku impulsları talamusa uğramadan uç beyine gider. Böylece koku alınmış olur. 

Resim 2: Koku alma alanının yapısı

Gelelim asıl konumuza: koku adaptasyonu. En çabuk yorulan duyu organımız olan burun ortamda uzun süre var olan bir kokuyu bir süre sonra hissetmemeye başlar. Ancak ortama başka bir koku girerse o kokuyu algılamaya başlarız. Bunun sebebi sarı bölgede bulunan kimyasal maddelerin azlığıdır. Bu kimyasal maddeler tükenince o kokuyu alamamaya başlarız böylece koku molekülleri burunda yolculuğunu gerçekleştirir ama biz bunu hissetmeyiz.

Kaynaklar:
Resim-1: https://tr.wikipedia.org/wiki/Burun
Resim-2:https://www.bilimup.com/uploads/galeri/gorsel/burun-ytio.webp
İçerik: https://evrimagaci.org/soru/kokulari-bir-sure-sonra-neden-alamayiz-bunun-evrimsel-surecle-bir-ilgisi-var-midir-9495?srsltid=AfmBOoqMauIN22kohlANs6rsAnJbxzigI3goy6aVrnQAWSFWhtx1h6X0
https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/kokulari-bir-sure-sonra-nicin-algilayamiyoruz
https://www.bilimup.com/koronavirusun-biraktigi-izlerden-biri-koku-halusinasyonlari


Bunlar da ilginizi çekebilir...