Mükemmel Makine ‘BEYİN’
Canlılar çevreden gelen fiziksel ve kimyasal uyaranlarla uyarılır ve buna uygun tepkiler verirler. Reseptör dediğimiz alıcı hücreler deri organlarımızda bulunarak bu uyarıları bizim için toplar. Reseptörlerde ki uyarıları nöronlar (sinir hücresi) alır ve merkezi sinir sistemine iletir. Merkezi sinir sisteminde bulunan ara nöronlar gelen uyarıyı değerlendirir ve cevap oluşturur.
Merkezi sinir sistemi beyin ve omurilikten oluşur. Gelen uyarının değerlendirilmesinde her zaman aynı bölüm görev almaz.
Omurilik vücuttan gelen sinirlerin beyine iletilmesinde ve reflekslerin yönetiminden sorumludur.
Mesela eliniz yandığınızda elinizi sıcak cisimden uzaklaştırmanızı omurilik sağlar. Peki elinizi çektiniz şimdi ne yapacaksınız ? Omuriliğin beyni bilgilendirmesi sonucu elinizi soğuk suya tutacak ya da yanık kremi süreceksiniz. Bu örnekte olduğu gibi omurilik iyi ki beyni bilgilendiriyor değil mi? Aslında beynin olaya dahil olduğu tek refleks örneği bu değil. Mesela hastane de iğne ya da aşı yaptıracağımızda kolumuzu ya da bacağımızı çekiyor muyuz ? Cevabımız hayır. Uslu uslu oturmamızı sağlayan tabi ki beyin; Beyin refleksi baskıladı ve bizde iğnemizi ya da aşımızı vurulduk.
Beyin demişken, ön beyin beynin en büyük kısmını oluşturur. Uç beyin ve ara beyin olmak üzere iki kısma ayrılır. Zekamızı kullanarak, düşünerek yaptığımız her hareket uç beyin tarafından belirlenir. Ayrıca beş duyu organından gelen uyarıları değerlendirip cevap oluşturur. Yani şuan bu yazıyı okumanızı sağlayan gözlerinizden çıkan uyarının beyin kabuğunda değerlendirilmesi oldu.
Bir kafeye girdiğinizde enfes kahve kokusunu alabilmeniz, sokakta yürürken hafif tınılarla yürüyüşünüze eşlik eden müziği duyabilmeniz, havanın teninize dokunması işte tüm bunlardan beyin kabuğu sorumlu. Kaşınızın kalktığını görür gibiyim. Yürümeye devam edelim… Susadığımızı hissetmemiz, terleme ile vücut sıcaklığımızın ayarlanması, kan basıncımızın düzenlemesi ise hipotalamus sayesinde olur. Kendisi bizim için homeostasimizi ayarlayan gerektiğinde hormon üreten ve ürettiren ara beyin bölümüdür.
Uyku ve uyanıklık durumunuzu ayarlayan talamus , biyolojik ritminizi belirleyen epitalamus ta hipotalamus ile koordineli çalışır. Her sabah aynı saatte mi uyanıyorsunuz? İşte sorumlusu epitalamus. Talamus duyu organlarından gelen uyarıları beyin kabuğuna iletmekle görevlidir. Sadece koku duyunuz hariç. Neden mi? O meşhur reklamda olduğu gibi ‘ En tatlı sabahlar çokokremle başlar’ tınıları arka planda çalarken çocuklar yataklarında uyanır ve annelerinin mutfakta ekmeğin üzerine sürdüğü çikolatanın kokusunu alır. Uyurken koku duyumuzun aktif olması evrimsel süreçte gelişen bir adaptasyondur.
Beynin iki yarım küreden oluştuğunu hepimiz biliriz. Sağ ve sol yarım küreler sayısal ve sözel zeka konusunda dağılım göstermekte.
Düşünmeye başladığınızda elinizi alnınıza koymanız, düşünme ile ilgili merkezin ön lop olmasından; bir şeyler hatırlamaya çalıştığınızda elinizin şakağınıza gitmesi, hafıza merkezinizin şakak lobu olmasından; öğretmenlerin sınıfta ki yoğun konuşma ve sese maruz kaldıktan sonra ‘Oooof tepemin tası attı’ demesi konuşma ile ilgili merkezin yan lop olmasından kaynaklanır. Hatta görme merkeziniz arka lobtadır, gözleriniz yorulduğunda kısmen enseniz ağrır.
Rene Descartes’ın meşhur sözünde olduğu gibi, ‘ Cogito, ergo sum ‘ yani ‘ Düşünüyorum öyleyse varım’ sözünde olduğu gibi düşündükçe var olduğumuzu unutmayalım.
Köpeklerin ani bir seste kulaklarını dikmesine şahit olanlarınız olmuştur. Bunu yapan ise orta beyindir. Gözünüzün fazla ya da az ışıkta baktığında göz bebeklerinizin büyümesi ve küçülmesinden de yine orta beyin sorumludur. Yani bilinenin aksine tek refleks merkezi omurilik değildir. Vücut duruşunuzun ayarlanmasından da orta beyin sorumludur.
Heyecanlandığınızda, korktuğunuzda, yoğun spor yaptığınızda; nabzınızın yükselmesi, soluk alma hızınızın değişmesinden ise omurilik soğanı sorumludur. Kendisi ‘Hayat Düğümü’ olarak adlandırılır. Pons ile beraber soluk alıp-verme hızının ayarlanmasında görev alır. Ensenizden içeriye doğru beyinciğin altında yer aldığından dolayı Türk toplumunda yaygın olan şakalaşma hareketi olan enseye vurmanın ne kadar tehlikeli olabileceğini düşünün. Beyincik demişken o da ‘ Hayat ağacı’ olarak adlandırılır. Dengemizi sağlamamızda göz, kulak ve vücut kasları ile koordineli çalışır. İp cambazlarının profesyonelliğini ispatlamak için gözlerini kapatmasının nedenini artık biliyorsunuz 🙂
Beyin Diseksiyonu Videosu:
Biyoloji öğretmenim Özlem TUTAR’a bu makalede bana yardımlarından dolayı çok teşekkür ederim.